USD32,22
EURO34,64
JPY0,207900
RUB0,347000
GBP40,23
EURO/USD1,07
BIST10.242,51
GR. ALTIN2.395,33
BTC61.156,08

Anti Damping Vergisi Nedir?

Anti Damping Vergisi Nedir?
Anti Damping Vergisi Nedir?
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticarette kullanılan bir ticaret politikası aracıdır. Damping, bir ülkenin ihraç ürünlerini uluslararası pazarda normal fiyatın altında bir fiyatla satması durumunu ifade eder. Bu durum, genellikle ihraç edilen ürünün maliyetlerini karşılayamayacak düzeyde olduğunda veya ürünün yerel pazarda elde edilen fiyatın altında bir fiyatla ihracat yapılması anlamına gelir. Damping, diğer ülkelerdeki üreticilere karşı adil olmayan rekabet yaratabilir ve yerel üreticilerin pazarda sıkıntı yaşamasına neden olabilir.

Anti-Damping Vergisi ise, damping uygulamasının önüne geçmek veya etkisini azaltmak amacıyla ithal edilen dampingli ürünlere getirilen bir tür vergidir. Bir ülke, yerel üreticilerin rekabetini korumak ve adil ticaret koşullarını sağlamak amacıyla, dampingli ürünlere karşı anti-damping vergisi uygulayabilir. Bu vergi, dampingli ürünlerin fiyat avantajını azaltarak yerel üreticilere rekabet avantajı sağlayabilir.

Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticaret anlaşmalarına ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurallarına uygun olarak uygulanmalıdır. WTO kuralları, anti-damping vergilerinin ölçülü ve adil bir şekilde uygulanmasını sağlamayı amaçlar. Bu vergilerin keyfi olarak uygulanmaması ve ticaretin serbest ve adil bir şekilde sürdürülmesi önemlidir.

Anti-damping vergisi, dampingli ürünlerin rekabetçi avantajını azaltmak ve yerel üreticilerin korunmasını sağlamak amacıyla kullanılan bir ticaret politikası aracıdır. Uygulama şekli ve oranı, uluslararası ticaret kurallarına uygun olarak belirlenmeli ve denetlenmelidir.

Damping Nedir?

damping nedir?
damping nedir?

Damping, uluslararası ticarette sıkça karşılaşılan bir terimdir ve bir ülkenin ihracat yaparken ürünlerini normal piyasa fiyatının altında bir fiyatla satması durumunu ifade eder. Bu durum, genellikle ihraç edilen ürünlerin üretim maliyetlerini karşılamaktan uzak olduğu veya yerel pazarda elde edilen fiyatın altında bir fiyatla ihraç edildiği anlamına gelir. Damping, genellikle rekabet avantajı elde etmek veya uluslararası pazarda daha fazla pay kazanmak amacıyla kullanılır.

Damping, uluslararası ticarette adil rekabetin önündeki bir engel olarak görülebilir. Bir ülke, damping uygulamasıyla diğer ülkelerin yerel üreticilerine karşı adil olmayan bir avantaj elde etmelerine neden olabilir. Bu durum, yerel üreticilerin sıkıntı yaşamasına ve üretimin azalmasına yol açabilir. Damping, genellikle sübvansiyonlar, vergi muafiyetleri veya düşük üretim maliyetleri gibi faktörlerle desteklenir.

Uluslararası ticaret kuralları, dampingin sınırlanması ve adil rekabetin sağlanması amacıyla önlemler içerir. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) üyeleri arasında dampingin kontrol altında tutulması ve yerel üreticilerin korunması için çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Anti-Damping Vergileri gibi tedbirler, dampingli ürünlerin rekabet avantajını azaltmayı ve adil ticaret koşullarını sağlamayı amaçlar.

Damping ve Anti Damping Vergisi Arasındaki Fark Nedir?

Damping ve Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticarette karşılaşılan iki farklı kavram ve ticaret politikası aracını ifade eder. Damping, bir ülkenin ihraç ürünlerini normal piyasa fiyatının altında bir fiyatla uluslararası pazarda satması durumunu anlatır. Bu, genellikle ürünün üretim maliyetlerini karşılamaktan uzakta veya yerel pazardaki fiyatın altında bir fiyatla ihraç edilmesi anlamına gelir. Damping, bir ülkenin rekabet avantajı elde etmek veya pazarda daha fazla pay kazanmak amacıyla kullandığı bir stratejidir.

Anti-Damping Vergisi ise, dampingli ürünlere karşı koruyucu bir önlem olarak uygulanan bir vergi türüdür. Bir ülke, yerel üreticileri dampingli ürünlerin neden olduğu rekabet avantajının olumsuz etkilerinden korumak ve adil ticaret koşullarını sağlamak amacıyla anti-damping vergisi uygulayabilir. Bu vergi, dampingli ürünlerin fiyat avantajını azaltarak yerel üreticilere rekabetçi bir avantaj sağlamayı hedefler.

Temel fark, dampingin ürün fiyatlandırmasını ve uluslararası rekabeti etkileyen bir strateji olması, anti-damping vergisinin ise dampingli ürünlere karşı alınan bir koruyucu tedbir ve vergi biçimi olmasıdır. Damping uluslararası ticarette rekabeti bozabilirken, anti-damping vergisi ise yerel üreticilerin rekabet avantajını korumayı amaçlar. Hem damping hem de anti-damping vergisi, uluslararası ticaretin denge ve adil rekabet koşulları içinde sürdürülmesi amacıyla kullanılan önemli araçlardır.

Damping Uygulamasının Amacı ve Süreci

damping uygulamasının amacı ve süreci
damping uygulamasının amacı ve süreci

Damping, bir ülkenin uluslararası ticarette avantaj sağlamak amacıyla ürünlerini normal piyasa fiyatının altında bir fiyatla ihraç etmesi anlamına gelir. Bu stratejinin temel amacı, ihraç edilen ürünlerin uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelmesini sağlayarak daha fazla pazar payı elde etmektir. Üretici ülke, damping uygulayarak ihracatını artırma ve rekabet avantajını elde etme çabasına girebilir.

Damping süreci, genellikle ürünün üretim maliyetlerini aşan bir şekilde düşük bir fiyatla ihraç edilmesini içerir. Bu düşük fiyat genellikle yerel pazarda elde edilen fiyatın altında olabilir ve bazen ürünün maliyetini bile karşılamayabilir. Damping uygulaması için üretici ülke, çeşitli yöntemlerle üretim maliyetlerini düşürebilir veya sübvansiyonlar gibi teşvikler sağlayabilir. Bu şekilde, dampingli ürünler uluslararası pazarda daha cazip hale gelir.

Damping, diğer ülkelerdeki üreticilere karşı adil olmayan bir rekabet yaratabilir ve yerel üreticilerin sıkıntı yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi uluslararası ticaret kurallarına uymak ve adil rekabet koşullarını sağlamak önemlidir. Birçok ülke, dampingli ürünlere karşı anti-damping vergileri gibi tedbirler alarak yerel üreticilerini korumaya çalışır.

Anti Damping Vergisinin Temel Özellikleri

Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticarette dampingli ürünlere karşı koruyucu bir önlem olarak uygulanan bir vergi türüdür. Bu vergi, yerel üreticilerin dampingli ürünlerin rekabet avantajından kaynaklanan olumsuz etkilerini azaltmayı amaçlar. Anti-Damping Vergisi, dampingli ürünlerin normal piyasa fiyatına daha yakın bir seviyeye gelmesini sağlayarak yerel üreticilere adil bir rekabet ortamı sunar.

Bu tür vergiler genellikle dampingli ürünün ithalat değeri üzerinden uygulanır. Anti-Damping Vergisi, dampingli ürünün fiyat avantajını azaltarak yerel üreticilere rekabet avantajı sağlamayı hedefler. Vergi oranı, dampingli ürünün fiyat farkına, rekabet etkilerine ve yerel üreticilerin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Vergi oranı yüksekse dampingli ürünün maliyeti artar ve yerel üreticiler daha rekabetçi hale gelir. Ancak, vergi oranının aşırı yüksek olması, uluslararası ticarette korumacılığa yol açabilir ve ticaretin serbest akışını engelleyebilir.

Anti-Damping Vergisi, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurallarına ve uluslararası ticaret anlaşmalarına uygun olarak uygulanmalıdır. Bu tür vergilerin adil ve ölçülü bir şekilde kullanılması, ticaretin dengeli ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlamak açısından önemlidir. Ayrıca, anti-damping vergilerinin yerel üreticileri koruma amacıyla kullanılırken aynı zamanda uluslararası ticaretin serbestliğini sınırlamamasına dikkat edilmelidir.

Anti Damping Vergisi Nasıl Uygulanır?

anti damping vergisi nasıl uygulanır
anti damping vergisi nasıl uygulanır

Anti-Damping Vergisi, dampingli ürünlere karşı koruyucu bir tedbir olarak uygulanan bir vergi türüdür. Bu vergi, yerel üreticileri dampingli ürünlerin neden olduğu rekabet avantajının olumsuz etkilerinden korumayı amaçlar. Anti-Damping Vergisi uygulaması genellikle şu adımlarla gerçekleşir:

  • İnceleme ve Değerlendirme: Öncelikle, yerel üreticilerin dampingli ürünler nedeniyle zarar gördüğüne dair kanıtlar toplanır. Bu kanıtlar, dampingli ürünlerin rekabet avantajının yerel üreticilerin pazar payını olumsuz etkilediğini göstermelidir.
  • Damping Hesaplaması: Dampingli ürünlerin normal piyasa fiyatına göre olan farkı hesaplanır. Bu fark, damping marjı olarak adlandırılır ve anti-damping vergisinin temelini oluşturur. Damping marjı, ürünün maliyetleriyle normal fiyat arasındaki farkı ifade eder.
  • Vergi Oranının Belirlenmesi: Damping marjına dayanarak, anti-damping vergisi oranı belirlenir. Vergi oranı, yerel üreticilerin rekabet avantajını geri kazanmalarını sağlamak amacıyla seçilir. Ancak bu oranın aşırı yüksek olmaması da önemlidir, çünkü aşırı yüksek vergi oranları uluslararası ticarette korumacılığa yol açabilir.
  • Verginin Uygulanması: Belirlenen anti-damping vergisi, dampingli ürünlerin ithalat değeri üzerinden tahsil edilir. Bu, dampingli ürünlerin fiyat avantajını azaltarak yerel üreticilere adil bir rekabet ortamı sağlar.
  • Denetim ve Uyum: Anti-Damping Vergisi’nin uygulanması sonrasında denetimler gerçekleştirilir ve düzenlemelere uyulup uyulmadığı kontrol edilir. Uyum sağlanması, uluslararası ticaret kurallarına uygunluğu ve adil rekabeti korumayı amaçlar.

Anti-Damping Vergisi uygulaması, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurallarına uygun olarak gerçekleşmelidir. Ayrıca, dampingli ürünlerin yerel üreticilere olan olumsuz etkilerini dengeli bir şekilde ele almak ve ticaretin serbest akışını sınırlamamak da önemlidir.

Damping ve Anti Damping Vergisi Örnekleri

Damping ve Anti-Damping Vergisi kavramları, uluslararası ticarette sıkça karşılaşılan durumları yansıtan önemli araçlardır. Bir damping örneği olarak, bir ülkenin çelik üreticileri, ürünlerini normal maliyetin altında bir fiyatla ihraç etmeye karar verdiğinde, diğer ülkelerdeki çelik üreticileri bu düşük fiyatlarla rekabet edemeyebilir ve yerel pazarlarında sıkıntı yaşayabilir.

Anti-Damping Vergisi örneği olarak ise, X ülkesi tarafından dampingli şekilde ihraç edilen çelik ürünlerine karşı Y ülkesi anti-damping vergisi uygulayabilir. Bu vergi, X ülkesinin dampingli çelik ürünlerinin normal fiyatın altında satılmasından kaynaklanan rekabet avantajını azaltmayı hedefler. Y ülkesi, yerel çelik üreticilerini korumak ve adil rekabet koşullarını sağlamak amacıyla anti-damping vergisi ile dampingli çelik ürünlerine ek bir maliyet getirebilir.

Bu örnekler, damping ve anti-damping vergisinin nasıl uluslararası ticarette uygulandığını ve yerel üreticilerin korunmasını sağlama amacını göstermektedir. Ancak, bu tür tedbirlerin adil bir şekilde uygulanması ve uluslararası ticaret kurallarına uygunluğu önemlidir, çünkü aşırı korumacılık veya haksız rekabete yol açabilirler.

Anti Damping Vergisinin Ticaret ve Ekonomiye Etkileri

anti damping vergisinin ticaret ve ekonomiye etkileri
anti damping vergisinin ticaret ve ekonomiye etkileri

Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticarette yerel üreticileri dampingli ürünlerin neden olduğu rekabet avantajının olumsuz etkilerinden korumayı amaçlar. Bu verginin ticaret ve ekonomiye çeşitli etkileri bulunmaktadır.

Birincil etki olarak, Anti-Damping Vergisi dampingli ürünlerin fiyat avantajını azaltır ve yerel üreticilere rekabet avantajı sağlar. Bu sayede yerel üreticiler, dampingli ürünler nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları aşarak daha rekabetçi hale gelebilirler. Ancak, bu tedbir aynı zamanda ithalat fiyatlarını artırabilir ve tüketicilere daha yüksek maliyetli ürünler olarak yansıyabilir.

İkincil etkiler arasında uluslararası ticarette dengesizlikler ve ticaret partnerleri arasında gerginlikler bulunabilir. Eğer Anti-Damping Vergisi yüksek oranda uygulanırsa, diğer ülkelerin ihracatçıları bu durumu korumacılık olarak değerlendirebilir ve karşılık olarak kendi ürünlerine yaptırımlar uygulayabilir. Bu tür ticaret savaşları uluslararası ticareti olumsuz etkileyebilir.

Anti-Damping Vergisi yerel üreticileri koruma amacı taşısa da, uluslararası ticaretin karmaşıklığını ve dengeyi etkileyebilir. Bu tür tedbirlerin uluslararası ticaret kurallarına uygun ve ölçülü bir şekilde uygulanması önemlidir, böylece yerel üreticiler korunurken serbest ve adil ticaret koşulları da sürdürülebilir.

Anti Damping Vergisi ve Uluslararası Ticaret İlişkileri

Anti-Damping Vergisi, uluslararası ticaret ilişkilerini etkileyen önemli bir faktördür. Bu tür vergiler, dampingli ürünlere karşı koruyucu önlemler olarak uygulandığında, ülkeler arasındaki ticaret dengesini ve ilişkilerini şekillendirebilir.

Öncelikle, Anti-Damping Vergilerinin uygulanması diğer ülkelerle ticaret ilişkilerinde gerilimlere neden olabilir. Ülkeler dampingli ürünlerin rekabet avantajının olumsuz etkilerinden korunmak istediğinde, ihracatçı ülkeler bu durumu korumacılık olarak değerlendirebilir. Bu durum, ticaret partnerleri arasında anlaşmazlıkların ve ticaret savaşlarının tetikleyicisi olabilir.

Diğer yandan, Anti-Damping Vergileri ülkelerin kendi ekonomik çıkarlarını koruma çabalarını yansıtabilir. Bir ülke, yerel üreticilerini dampingli ürünlerin olumsuz etkilerinden korumak istediğinde, bu tür vergileri uygulayarak yerel endüstrilerini desteklemeyi amaçlayabilir.

Uluslararası ticarette Anti-Damping Vergileri, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kurallarına uygun olarak uygulanmalıdır. Bu şekilde, ticaret ilişkilerinin adil ve ölçülü bir şekilde yürütülmesi sağlanabilir. Ancak, anti-damping vergilerinin uygulanması, uluslararası ticaretin dengesini ve ülkeler arası işbirliğini etkileyebilir, bu nedenle iyi düşünülmüş ve dengeli bir yaklaşım gereklidir.

Anti Damping Vergisi ile Mücadele Stratejileri

Anti-Damping Vergisi ile mücadele, uluslararası ticarette adil rekabetin sağlanması ve korumacılığın önlenmesi amacıyla önemlidir. Aşağıda, bu tür vergilere karşı mücadelede kullanılan stratejilerden bazıları yer almaktadır:

  • Diplomatik Çözümler ve İkili Görüşmeler: Ülkeler arasında dampingli ürünler nedeniyle ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek için diplomatik yollar kullanılabilir. İlgili ülkeler arasında ikili görüşmeler düzenlemek, ticaret ilişkilerini ve adil rekabeti koruma amacı taşır. Bu tür görüşmelerde, tarafların endişeleri ve talepleri paylaşılabilir, karşılıklı anlayış geliştirilebilir.
  • Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Mekanizmaları: WTO, uluslararası ticarette adil rekabeti ve ticaret serbestisini teşvik eden bir platformdur. Ülkeler, dampingli ürünlere karşı Anti-Damping Vergisi’nin uluslararası ticaret kurallarına uygunluğunu kontrol etmek için WTO’ya başvurabilirler. WTO anlaşmaları, anti-damping vergilerinin adil ve ölçülü bir şekilde uygulanmasını sağlamayı amaçlar.
  • Ticaret Yapısının Çeşitlendirilmesi: Ülkeler, dampingli ürünlere karşı savunmasız hale gelmemek için ticaret portföylerini çeşitlendirebilirler. Bu, ülkenin tek bir ürüne bağımlı olmasını önler ve dampingli ürünlerin olumsuz etkilerini azaltabilir.
  • Uyumlu Politika Geliştirme: Ülkeler, yerel üreticilerini dampingli ürünlerin neden olduğu rekabet avantajından koruma amacıyla uyumlu ve etkili politikalar geliştirebilirler. Bu politikalar, yerel endüstrilerin rekabetçiliğini artırmaya yönelik teşvikler içerebilir.
  • Alternatif Tedbirler: Ülkeler, dampingli ürünlere karşı Anti-Damping Vergisi dışında alternatif ticaret tedbirleri de kullanabilirler. Örneğin, dampingli ürünlere karşı kota uygulaması veya ticaret engelleri getirme gibi yöntemler de düşünülebilir.

Anti-Damping Vergisine karşı mücadelede diplomatik yollar, uluslararası ticaret platformları ve uygun politika geliştirme gibi stratejiler kullanılabilir. Ancak, bu stratejilerin amacı, adil rekabetin korunması ve ticaret serbestisinin sürdürülmesidir.

Anti Damping Vergisi ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) İlişkisi

anti damping vergisi ve dünya ticaret örgütü dto ilişkisi
anti damping vergisi ve dünya ticaret örgütü dto ilişkisi

Anti-Damping Vergisi ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) arasındaki ilişki, uluslararası ticaretin düzenlenmesi ve adil rekabetin sağlanması açısından önemlidir. DTÖ, üye ülkeler arasında ticaretin serbestliğini teşvik etmek, ticaret anlaşmazlıklarını çözmek ve ticaret politikalarını denetlemek gibi görevleri olan uluslararası bir organizasyondur.

DTÖ’nün Anti-Damping Vergisi ile ilişkisi, bu tür vergilerin uluslararası ticaret kurallarına uygun olarak uygulanmasını sağlamayı amaçlar. DTÖ, üye ülkelerin dampingli ürünlere karşı aldığı koruyucu tedbirlerin (örneğin Anti-Damping Vergisi) adil ve ölçülü olmasını ve ticaretin serbest akışını sınırlamamasını hedefler. DTÖ anlaşmaları, anti-damping tedbirlerinin kullanımını düzenler ve dampingli ürünlerin ticaretin normal akışını engellememesini sağlamayı amaçlar.

DTÖ, üye ülkeler arasında ticaret anlaşmazlıklarını çözmek için de bir platform sağlar. Anti-Damping Vergisi uygulamasıyla ilgili bir ülke, diğer ülkelerin müdahalesi veya itirazı ile karşılaşabilir. Bu tür durumlarda DTÖ, ülkeler arasında arabuluculuk yaparak anlaşmazlıkların çözülmesine yardımcı olabilir.

Anti-Damping Vergisi ve DTÖ arasındaki ilişki, uluslararası ticaretin düzenlenmesi ve adil rekabetin sağlanması amacıyla önemlidir. DTÖ’nün rolü, bu tür tedbirlerin adil ve uluslararası ticaret kurallarına uygun bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve ticaretin serbest akışını korumaktır.

Anti Damping Vergisi ve İhracat Yapan Ülkelerin Tepkileri

Anti-Damping Vergisi uygulamaları, ihracat yapan ülkeler arasında farklı tepkilere yol açabilir. İhracatçı ülkeler, kendi ürünlerine yönelik anti-damping vergilerini korumacılık olarak değerlendirebilir ve bu duruma karşı çıkabilirler. Bu tür vergiler, uluslararası ticarette rekabeti bozabilir ve ticaret ortamında gerilimlere neden olabilir.

İhracat yapan ülkeler genellikle Anti-Damping Vergisi uygulayan ülkeyle ikili görüşmeleri tercih edebilirler. Bu görüşmeler, anlaşmazlıkları çözmek ve ticaret ilişkilerini korumak amacıyla gerçekleşebilir. İhracatçı ülkeler, dampingli ürünlere karşı anti-damping vergilerinin adil ve uluslararası ticaret kurallarına uygun bir şekilde uygulanmasını sağlamak için uluslararası ticaret platformlarını da kullanabilirler.

Ancak bazen, ihracat yapan ülkeler de benzer tedbirleri alabilir. Eğer bir ülke, kendi ihracatçılarını dampingli ürünlerin olumsuz etkilerinden korumak istiyorsa, bu ülke de anti-damping vergisi uygulayabilir. Bu durum, uluslararası ticarette gerilimleri artırabilir ve ticaret savaşlarına yol açabilir.

Anti-Damping Vergisi ihracat yapan ülkeler arasında farklı tepkilere neden olabilir. Bu tür vergiler, ticaret ortamında gerilimlere ve anlaşmazlıklara yol açabileceği gibi, aynı zamanda adil rekabeti ve uluslararası ticaret kurallarına uyumu korumayı amaçlayan birer koruyucu tedbir olarak da kullanılabilir.

Anti Damping Vergisi ve Sektörel Uygulamalar

anti damping vergisi ve sektörel uygulamalar
anti damping vergisi ve sektörel uygulamalar

Anti-Damping Vergisi, genellikle belirli sektörlerde dampingli ürünlerin rekabet avantajından kaynaklanan olumsuz etkileri azaltmak amacıyla uygulanan bir tedbirdir. Bu nedenle, sektörel uygulamalar ve etkileri söz konusu olabilir.

Bir sektörde Anti-Damping Vergisi uygulamasının etkisi, o sektörün ulusal ekonomideki önemine ve rekabet durumuna bağlı olarak değişebilir. Örneğin, otomotiv sektörü gibi büyük ve stratejik öneme sahip bir sektörde dampingli ürünlerin etkisi daha belirgin olabilir. Bu tür bir sektörde Anti-Damping Vergisi, yerel üreticilerin rekabetçiliğini artırarak istihdamı ve endüstriyel büyümeyi destekleyebilir.

Ancak sektörel uygulamalar bazen uluslararası ticaret ilişkilerini etkileyebilir. Anti-Damping Vergisi’nin yüksek oranda uygulanması, ihracat yapan ülkelerin tepkisine ve ticaret savaşlarına neden olabilir. Aynı zamanda, dampingli ürünlere yönelik sektörel koruma tedbirleri, diğer ülkelerin aynı tür tedbirler almasına yol açabilir ve ticarette dengesizliklere neden olabilir.

Sektörel uygulamaların etkileri, ülkelerin ulusal endüstri politikaları, uluslararası ticaret anlaşmaları ve adil rekabeti sağlama amacıyla uygulanan düzenlemelerle dengelemeye çalışılmalıdır. Ayrıca, sektörel Anti-Damping Vergisi uygulamalarının uluslararası ticaret kurallarına uygun ve adil bir şekilde yapılması önemlidir, çünkü aşırı korumacılık veya ticaret savaşlarının ortaya çıkmasına yol açabilir.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim